10 Şubat 2014 Pazartesi

Fotoğraflarla 1 Haftam - #36


Fotoğraflarla 1 Haftam, her biten haftayı değerlendirmeye çalıştığım bir yazı dizisi. Bu yazı dizisi kimi zaman o haftayı nasıl geçirdiğimi düşünmemi sağlıyor, çoğu zaman da resimlerle sakladığım anılara dönüp baktığımda yazdıklarımla yeniden geri dönüyorum bu yazı dizisi sayesinde...

Diğer Fotoğraflarla 1 Haftam yazılarım için buraya,
Daha fazla fotoğraf için de İnstagram hesabım burada... :)

Bu hafta nasıl mı geçti? :)


Haftaya şöyle bir fotoğraf paylaşarak başlamıştım. Bunun sebebi, Show Tv'nin Pepee çizgi filmini tanıtımı sırasında çalan şarkı, ki eminim sizinde dilinize dolanmıştır o şarkı; "Le hanım ha hanım hey, sormirsan hiç halim hey, göğsüme vura vura çürüttün sol yanım hey, le le le, le le le, le le le, le canım." (Dikkat şarkıyı sesli şekilde söyleyerek kontrol ederek yazdım. Ritmi tutturmak gerek ama değil mi? :)

Neyse işte, öyle takıldı ki bu şarkı dilime, daha yeni yeni kurtuldum diyebiliriz bu şarkının etkisinden. :) Ama çok da güzel dile dolandırıyor. Ne de güzel söyleyip halay çekiyorlar ama ya, çocukları ülkelerinin türkülerini eğlenerek öğretiyorlar... Kağan'da gelse de beraber izlesek, hem izleyip hem oynasak. :)


Not tutmayı eskiden beri yapıyordum, bunu hep belirtiyorum. Ama yapılacak şeylerin notlarını tutma işini epey abarttım sanırım, akşamları yatmadan aklımdakileri yazarak yatıyorum çoğunlukla. Bu durumdan çok memnunum esasında, ama hala da tam olarak verimli bir ders programı yapabilmiş değilim. Not tutup da gerçekleştiremeyince rahatsız oluyorum çoğunlukla da... Her gün yapacağım diye not edip dursam da, sanırım benim iyi bir örnek veya yardımcıya ihtiyacım var bu verimli ders programı yapmak hakkında. Ve bu konuda biraz daha ilhama ihtiyacım var belki de...

Üstteki resim de bu haftaki akşamlardan birinde not alma halimden... Kahvem önümde, not defterim ve kalemim de... Kahve demişken daha dün yazdığım, kahve sevdam temalı savunmamı okumanızı tavsiye ederim. :)) Burada...


Annem ve Babam ile bu Perşembe günkü dizi keyfimizden bu resim de... :) Aramızda Kalsın'ı izledik yine bu hafta... Birkaç senedir şükür akşam oturmaları yapabilir olduk, dükkanımız varken öyle değildi maalesef. Benim okul da bittikten sonra oturmalarımız yeniden her akşamki daimliğini baki kıldı. :) Velhasıl, annem babam ve ailem olunca yanımda güvende hissediyorum kendimi. Allahım ailemizi ve ailem dediklerimizi başımızdan eksik etmesin. :)


El uğraşlarına geri dönmek istiyorum bir süredir yine. Pek başarılı olduğum söylenmese de örgü örmeyi seviyorum ve örgüye de, etamin işleme işlerine de geri dönmeyi istiyorum. Evde boş boş oturuyor olmak bir bakıma içime de sinmiyor, her ne kadar dersler devam ediyor ve kendi kendime uğraşlarım oluyorsa da... 

Elimde başka uğraşlar da olmalı, kendimi geliştirip belki de buradan yolumu bulmalıyım diye düşünüyorum hep. :) Yol derken biraz kaba tabir oldu ama, birşeyler üretenler ve başarabilenler kesimine katılıp kendimi el işleri alanlarında da kendime kanıtlamayı istiyorum yeniden. En azından bu insana her zaman lazım olan birşey. Şu sıralar ilhamım istediğim konuda varsa da, elimin altında birkaç uğraştan daha fazlası olmalı diye düşünüyorum nedense. Öyle işte... :)

Resimden bahsetmeyi unuttum bu arada; Bu haftasonu halamlar bizdeydi. Kuzenimin çocuğunu sünnet ettirmeye gelmişlerdi 15 tatilde, haftasonu da bizde kaldılar. Üstteki kırmızılı bere, halamın görümcesinin bana örmüş Bursa'da iken örmüş olduğu bere. :) Kırmızıyı sevdiğimi halam söylemiş. Arkası bol berelerden... Örgüye dönmeyi isterken bu aralar yine, bende örebilirim aslında bunu dedim. Benimki böyle kusursuz bir örgü olmazsa da, biraz zor ama geliştirebilirim kendimi. :) Ellerine sağlık, ben çok beğendim. En kısa zamanda taktığımda da resmini çekeceğim. :)


Pazar sabahı ben halamlar giderken uyanamadım, otobüsleri sabahtandı ve ben gözlerimi açamayacak derecede bir baş ağrısı ile uyandım. Bir fikrim yok bu konuda pek ama, gördüğüm kötü rüyalar etkiledi beni diye düşünüyorum. Aman hasta olmayayım da diyorum bir de... :) 

Cumartesi akşamı ise çok iyiydi, uzun zamandır biraraya toplanamadığım arkadaşlarımla hep beraberdik. Pazar günü de bir önceki gecenin uzun uzun konuşmuşluğunun ağrısıydı belki de baş ağrımın sebebi, olur mu olur. :) Sabah annem ve babamla içtiğim çay toparladı beni. :) Ve şöyle dedim Pazar günü için, her günün keyif anlarından başkadır Pazar günlerinin keyif anları. Keyif anlarımızı ve kendimizi ara sıra şımartmayı ihmal etmeyelim. :)



Ve gelelim evimizin yeni üyesi, Beta cinsi balığımıza. :) Cumartesi akşamı gelen arkadaşım Seda'nın bana hediyesiydi. Bir ara benim de bir mavi Beta balığım vardı, ancak renkli fanus taşları yüzünden zehirlenmişti. :) Seda da yine bakarım diye getirmiş sağolsun. :) Bakalım bu en uzun besleyeceğim balığım olacak mı? Umarım uzun süreler bizimle yaşar diyorum...

Seda adını Muhittin koymuş. Bir süredir kendi besliyormuş okuduğu şehirde. Ama ben adını Fırtına koydum. Resimde Fırtına gözükmüyor pek ama kendisi sarı püsküllü ve pulları siyah. Ben misketlerimi fanusa koyarak, Fırtına'ya emanet ettim. :) Ne zamandır misketlerimi bir kayık cam tabağı alıp masamın güzel bir yerine koymayı istiyordum. Fırtına'nın fanusuna nasip oldu. Misketlerimi de Fırtınayı da beraber seveceğim böylece... :)

Hoşgeldin Fırtına... :)

İşte görüntüleyebildiğim kadarıyla 1 hafta böyle geçti. :) Kağan'sız özlem dolu geçiyor günlerimiz. Onun fotoğraflarını çekmekten yoksun kaldım bir de tabii... İnşallah bu haftasonu görüşeceğiz. :) 

Önümüzdeki hafta için hepimize mutlu haftalar ve mutlu günler diliyorum... :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...