14 Ocak 2017 Cumartesi

Not Aldım Veya Not Ettim #31 - 2017'nin İlk Notları


2017'nin ilk Not Aldım Veya Not Ettim yazısıyla karşınızdayım nihayet yeniden. :) 2017 çok hızlı başladı, zira bu haftasonu gerçekleşecek olan Açıköğretim Fakültesi Dönem Sonu Sınavlarımız için son hazırlıklarımı hızlandırmam gerekti...

2016'nın sonu epey telaşlı geçtiğınden, istediğim gibi bir hazırlığı sürdürememiş ve bitirememiştim tüm ders hazırlıklarını. Ama bunlara rağmen iyi konumdaydım, 2 dersimin çalışması kalmıştı; geride bıraktığımız haftasonunda da o derslerimin çalışmalarını bitirebildim şükür. Tüm hafta tekrarlarımla verimli geçti şükür ve bu dönemin son sınavlarını da hayırlısıyla eksiksik verebileyim dileklerimle girdim sınav haftasonumuza. Dilerim hepimizin sınavları güzel geçer, bugün ve yarın yeniden emeklerimizin ekmeğini yediğimiz iki gün olur hepimiz için. :)

Az ama öz şekilde notlar aldım ve not ediyorum. 2017'nin ilk Not Aldım Veya Not Ettim yazısı bu; bu yazı dizimin diğer yazılarını da burada bulabilirsiniz...


2016'da Çok Örmüştüm...

2016 yıl sonu yazılarımı yazarken, unuttuğum birkaç şey vardı. Bunlardan biri çok ders çalıştığım iken, diğeri de çok ördüğümdü... Çok ördüm, seve seve ördüm ve bir de üşenmeyip saydım son zamanlarda bunu üstelik. Tahmini olarak söylemek istiyorum öncelikle, 20 parça örmüşümdür neredeyse...


Şimdi sayayım o vakit; 6 adet eldiven, 4 adet boyunluk, 1 adet atkı, 4 adet bere, 3 adet şal boyunluk, 3 adet değişik şekillerde boyunluk,toplamda 21 parça örgü parçası ediyor. Aklıma veya fotoğraf karelerime sığmayan birkaçı daha var belki de... :) Vay be cidden çok örmüşüm, ama tam olarak esas demek istediğim bu değil...

Örmek, herkeste aynı etkiyi göstermeyecek de olsa, bende fazlasıyla terapi etkisi yarattı. Diğer senelerden daha fazla örgüye yönelmeyi seçtiğim bir sene oldu. Bahsetmiştim 2015'te örmeyi geliştirmeye esas olarak yönelmeye başlamıştım yeniden. Çoğunlukla yine aksesuar tarzı yapıyordum ama bir kez de yeğenime bir yelek örmüştüm...

Derken şimdi bunu yazıyor buldum kendimi ki; örgünün çok güzel bir stresten arınma yöntemi olduğunu anladım, ayrıca hem hayata mola verirken hem de hayatın tam da içinde hissetmeye ve unutkanlığa kadar faydaları olduğunu gördüm. 2017'de daha da çok örmeyi; bu sayede dinlenmeyi ve hayatın içinde iken mola almaları daha da sık yapmayı hedefliyorum kendime. Ve size de herhangi bir üretim süreci içinde mutlaka bulunmanızı tavsiye ediyorum... :)


Tutunamıyoruz...

2 gün öncesiydi galiba, Oğuz Atay'ın şu dizesine denk geldim Facebook sayfamda;
Bazılarımız şiirlere tutunuyor,
Bazılarımız şarkılara...
Bazılarımız fimlere tutunuyor,
Bazılarımız kitaplara...
Sanırım artık insan, tutunamıyor insana...

Aksini iddia edebiliyor  muyum diye düşündüm bir süre. Gerçekten de öyle. Eskiden daha çok insanla konuşur görüşür ve birbirimize tutunurduk. Şimdi herkesin tutunabildiği insan az, tutunabildiği dünyevi araçlar daha çok. Oysa birbirimize ve çevremize daha çok yönelsek neler neler olur değil mi?

Değişiriz bir kere, eskiye dönmeyi isteyen kim? Eskiden daha iyi oluruz bence, gelişiriz yeniden. İnsanın insana ihtiyacı var dedikçe, birbirinden kaçıyor insan. Görmemek için kör olmak lazım, ciddi söylüyorum. Lisede, ortaokulda, yakın uzak demeden konuştuğum kişi sayısı daha çoktu. Ve bu durumdan hoşnutsuz değildim, şimdi tek bir kişiye bile yazmadan önce 40 kez düşündüğümü görüyorum... Bu durum ne biliyor musunuz; maalesef ki, "Şimdinin Gerçeği!"

Olmamasını istediğim bir şey var; şimdinin gerçeği, şimdinin geleceği olmasın! Benim uzak veya yakın yanımda bulmaktan hoşlandığım bir dostum ve haber almayı ihmal edemediğim birkaç da arkadaşım var... Dost diye bildiklerim bunlar, irtibatımız hep sürsün istediğim. Ama insan bu dünyada eskiden veya şimdiden irtibatta olduğu kişilerle etkileşimi kesince garip hissediyor kendini. Geleceğim şimdinin gerçeğini taşımasın içinde, diyorum bu sıra sık sık kendime.

Bu bir kirpi olup ormanda hiçbir kirpiye selam vermemek ve Kirpi olmaktan başka herşeye yönelmek ve başka herşey olmak gibi sanki. Böyle olmamasını istiyorum; selam vermeyen insanlar, sohbet etmeyen ve gittikçe birbirlerinden uzaklaşan toplumlardan olmak istemiyorum... Olmayalım böyle, ormanımızdakileri görmezden gelerek yaşamayalım.

Hepimiz için diliyorum bunu, zira bu dünyayı güzelleştirmek hepimizin elinde. Demek istediğim şu ki, her birimiz birbirimizi görmemezlikten gelmeye vazgeçer ve irtibatta kalma meselesini atlatırsak; yarın bir gün bir diğerimize bir şey olduğunda pişmanlıklarla dolu yaşamaya devam etmeyiz bu hayatı. Hepimiz bir olur güzelliklere adarsak bu sene de yaşayacağımız günleri, ülkemiz ve dünyamız adına toparlarız birbirimizi ve çevremizi. Bu da yazmayı unuttuğum bir diğer 2016 notları arasında idi işte...

Şebnem Ferah- Sana Bilmediğin Bir Şey Söyleyemem

Ve gelelim benim için 2017'nin ilk Not Aldım Veya Not Ettim yazısına yakışır şarkısına; Şebnem Ferah- Sana Bilmediğin Bir Şey Söyleyemem... Didem'in Gözünden adlı bloğumda yazdığım 2017'nin ilk haftasının yazısında da bahsetmiştim bu şarkıdan; Burada bulabilirsiniz... 2017'nin 2. haftasındayız ama hala en çok dinlediğim şarkı bu...

Gelelim bu şarkının bende hissettirdiğinden önce nasıl bulduğuma... 2017'de ilk dinlediğim şarkı oldu kendisi, en sevdiğim Şebnem Ferah şarkısını -Bir Kalp Kırıldığında- dinledikten sonra Youtube otomatik tekrarıyla çalması ile. İlk başta beğenmediğim bir girişi vardı, henüz anlayamamıştım. Sonra sözler şöyle gelişti;
Çamur mu sürmek istiyorsun başkasının duygularına
Önce senin ellerin kirlenecek..

Doğru bildiğim ve benim de böyle olacağına inandığım sözlerin devamı ise şöyleydi;

Suyla mı gidiyorsun bir başkasının yanan yüreğine 
O yürekte hep yerin olacak...

Derken sözler daha da damardan vurur, insanlığım ve insanlarımızın birbirlerine yaklaşım çeşitlerindeki sertliklerden bahseder oldukça daha da sever oldum. Şarkının tüm sözlerini çok seviyorum şimdi. İlk dinlediğimde anlamadığım ve garip gelen başını bile seviyorum. Şebnem Ferah bu konuda benim için çok iyi bir sanatçı... Dinleyin, dinletin bu şarkıyı sizlerde lütfen. Sevgilerimle... :)

Sana bilmediğin bir şey söyleyemem
Ben de hiçbir şey bilmiyorum
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için 
Hepsini dileyip gerisine direniyorum.
 Şebnem Ferah...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...